Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Madencilik ve Çevre: Madencilik faaliyetleri diğer endüstri faaliyetlerine göre çevrenin fiziksel ve kimyasal olarak bozulmasına direk nedendir.
Doğası gereği alternatif yer seçimi şansı bulunmadığından, çoğu zaman; tarım, orman ve canlı yaşam alanlarını, tarihi ve doğal sit alanlarını bozma, az-çok zarar verme durumu ile karşı karşıya kalınmaktadır.
Madenciliğe ilişkin faaliyetler birkaç aşamada olup, her birinde doğa farklı olarak zarar görür.
En zarar verici faaliyetler:
Maden işletme (çıkarma), zenginleştirme, metal tasfiyesi ve kazanılması gibi işlemlerden dolayı ortaya çıkan kirleticilerdir. Bununla birlikte madenin büyüklüğü ve fiziko-kimyasal yapısı ile faaliyetin süresi de önemlidir.
Açık ocak maden işletmeciliğinde doğa tahribatı üretim sırasında doğrudan olmaktadır. Madenciliğin çevre etkileri; Hava-su-toprak kirliliği(fiziksel-kimyasal) , estetik kirliliği (topografya-morfolojinin bozulması),gürültü ve titreşim , ekolojik dengenin nicel-nitel bozulmasıdır. Cevhere ulaşmak için kazılan örtü ve faydalı mineral içermeyen altere zonların(PASA) büyük hacimlerde depolanması, cevher zenginleştirme işlemlerinden itibaren oluşan ince taneli atıkların depolanması (hem arazi kaybına nedendir, hem de uzun süreli kontrol gereksiniminden dolayı su ve toprak kirliliğine nedendir), 8 faydalı element ve/veya minerallerin zenginleştirilmesi ve kazanılması sırasında prosese katılan kimyasallarla kirletilmiş sıvı ve katı atıkların depolanmasıdır. Sülfürlü mineralizasyon ve alterasyon içeren maden işletmelerinde ve sonrasında ortaya çıkan “Asit Maden Drenajı”(AMD) ve bununla birlikte oluşan ağır metal kirliliği(tamamen insan faaliyetleri sonucu ortaya çıkar), kıymetli metal madenciliğinde faydalı element veya mineral içerikleri milyonda/kısım (tonda/gram) olarak, çok büyük hacimlerde ekonomik olabilmelerinden dolayı doğa tahribatının (atık ve pasalarda göz önüne alındığında) ne kadar büyük olacağı ve çevrenin ne kadar büyük risk altında kalacağı gibi etkilerdir karşı karşıya kalınan(!). “Altın, tenör ve tenöre bağlı kazı miktarı açısından diğer birçok madenlerden ayrılır. Örtü kazı miktarı hariç sadece cevher açısından kazı miktarı çok büyüktür.
Örneğin (1) ton kömür için yaklaşık (1) ton kömür kazılır. (1) Ton demir için, (2-3) ton demir cevheri kazılır. (1) Ton bakır için 100-150 ton bakır cevheri kazılır. Ancak (1) ton altın için yaklaşık 300.000 ton altın cevheri kazılır. Yani oran bazında doğa tahribatı en fazla altın madenciliğindedir.’’Yukarıda ana başlıklar altında özetlediğimiz önemli çevre konuları içinde ,özellikle su ve toprak kaynaklarının ağır metallerce ve toksik elementlerce kirletilmesi ile Asit Maden Drenajı(AMD) öne çıkmaktadır. Bu tip kirlenmeler, atık depoları ve atmosfer etkisine açılmış galeri-ocak sevlerinden itibaren oluşan sızıntılarla olabileceği gibi, atık depoları için yapılan kaya/toprak dolgu barajlarının çökmesi sonucunda ortaya çıkan büyük ölçeklerde ağır metal kirlenmeleri dolayısıyla bölgesel felaketlere neden olmaktadır. AMD düşük (Ph)’ nın yanı sıra, içerdiği yüksek sülfat ve ağır metal konsantrasyonlarından dolayı çevreyi-bölgeyi olumsuz yönde etkilemektedir. AMD başladıktan sonra durdurulması çok zor ve kontrolü çok pahalıdır. Dolayısıyla AMD, fizibilite çalışmaları sırasında doğru tahmin edilmeli, jeokimyasal modelleme çalışmaları yapılmalı ve CED sürecinde irdelenerek doğru işletim ve yönetim projeleri ortaya konmuş olmalıdır. Asit Maden Drenajında(AMD) dört temel faktör rol oynar.1.Asitide, 2.Tuzlanma, 3.Metal Toksitesi, 4.Sedimantasyon. AMD, sadece su kirliliğine neden olan tek yönlü bir kirletici değil, aksine hem doğrudan, hem de dolaylı olarak sayısız sorunlara yol açan, ekonomik sonuçları şaşırtıcı derecede büyük olan bir sorundur. Tüm sülfürlü minerallerin jeokimyasal reaksiyona girerek ortamdan uzaklaştırılana dek devam eder. Sonuç olarak, madenciliğin çevre ilişkilerinin minimize edilerek yönetilmesinde: Atıkların cins ve miktarlarının belirlenmesi, atık gölet ve depolarının uzun süreli jeoteknik duyarlılıklarının doğru belirlenmesi, atıklardaki kirleticilerin uzun dönemdeki davranışlarının kestirilmesi, kontrol ve arıtma sistemlerini de öngören projelerin de geliştirilmiş olması şeklinde özetlenebilir.
Tarih: 2019-12-18 09:47:21 Kategori: Genel Kültür
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Maden ve çevre Nedir
Doğası gereği alternatif yer seçimi şansı bulunmadığından, çoğu zaman; tarım, orman ve canlı yaşam alanlarını, tarihi ve doğal sit alanlarını bozma, az-çok zarar verme durumu ile karşı karşıya kalınmaktadır.
Madenciliğe ilişkin faaliyetler birkaç aşamada olup, her birinde doğa farklı olarak zarar görür.
En zarar verici faaliyetler:
Maden işletme (çıkarma), zenginleştirme, metal tasfiyesi ve kazanılması gibi işlemlerden dolayı ortaya çıkan kirleticilerdir. Bununla birlikte madenin büyüklüğü ve fiziko-kimyasal yapısı ile faaliyetin süresi de önemlidir.
Açık ocak maden işletmeciliğinde doğa tahribatı üretim sırasında doğrudan olmaktadır. Madenciliğin çevre etkileri; Hava-su-toprak kirliliği(fiziksel-kimyasal) , estetik kirliliği (topografya-morfolojinin bozulması),gürültü ve titreşim , ekolojik dengenin nicel-nitel bozulmasıdır. Cevhere ulaşmak için kazılan örtü ve faydalı mineral içermeyen altere zonların(PASA) büyük hacimlerde depolanması, cevher zenginleştirme işlemlerinden itibaren oluşan ince taneli atıkların depolanması (hem arazi kaybına nedendir, hem de uzun süreli kontrol gereksiniminden dolayı su ve toprak kirliliğine nedendir), 8 faydalı element ve/veya minerallerin zenginleştirilmesi ve kazanılması sırasında prosese katılan kimyasallarla kirletilmiş sıvı ve katı atıkların depolanmasıdır. Sülfürlü mineralizasyon ve alterasyon içeren maden işletmelerinde ve sonrasında ortaya çıkan “Asit Maden Drenajı”(AMD) ve bununla birlikte oluşan ağır metal kirliliği(tamamen insan faaliyetleri sonucu ortaya çıkar), kıymetli metal madenciliğinde faydalı element veya mineral içerikleri milyonda/kısım (tonda/gram) olarak, çok büyük hacimlerde ekonomik olabilmelerinden dolayı doğa tahribatının (atık ve pasalarda göz önüne alındığında) ne kadar büyük olacağı ve çevrenin ne kadar büyük risk altında kalacağı gibi etkilerdir karşı karşıya kalınan(!). “Altın, tenör ve tenöre bağlı kazı miktarı açısından diğer birçok madenlerden ayrılır. Örtü kazı miktarı hariç sadece cevher açısından kazı miktarı çok büyüktür.
Örneğin (1) ton kömür için yaklaşık (1) ton kömür kazılır. (1) Ton demir için, (2-3) ton demir cevheri kazılır. (1) Ton bakır için 100-150 ton bakır cevheri kazılır. Ancak (1) ton altın için yaklaşık 300.000 ton altın cevheri kazılır. Yani oran bazında doğa tahribatı en fazla altın madenciliğindedir.’’Yukarıda ana başlıklar altında özetlediğimiz önemli çevre konuları içinde ,özellikle su ve toprak kaynaklarının ağır metallerce ve toksik elementlerce kirletilmesi ile Asit Maden Drenajı(AMD) öne çıkmaktadır. Bu tip kirlenmeler, atık depoları ve atmosfer etkisine açılmış galeri-ocak sevlerinden itibaren oluşan sızıntılarla olabileceği gibi, atık depoları için yapılan kaya/toprak dolgu barajlarının çökmesi sonucunda ortaya çıkan büyük ölçeklerde ağır metal kirlenmeleri dolayısıyla bölgesel felaketlere neden olmaktadır. AMD düşük (Ph)’ nın yanı sıra, içerdiği yüksek sülfat ve ağır metal konsantrasyonlarından dolayı çevreyi-bölgeyi olumsuz yönde etkilemektedir. AMD başladıktan sonra durdurulması çok zor ve kontrolü çok pahalıdır. Dolayısıyla AMD, fizibilite çalışmaları sırasında doğru tahmin edilmeli, jeokimyasal modelleme çalışmaları yapılmalı ve CED sürecinde irdelenerek doğru işletim ve yönetim projeleri ortaya konmuş olmalıdır. Asit Maden Drenajında(AMD) dört temel faktör rol oynar.1.Asitide, 2.Tuzlanma, 3.Metal Toksitesi, 4.Sedimantasyon. AMD, sadece su kirliliğine neden olan tek yönlü bir kirletici değil, aksine hem doğrudan, hem de dolaylı olarak sayısız sorunlara yol açan, ekonomik sonuçları şaşırtıcı derecede büyük olan bir sorundur. Tüm sülfürlü minerallerin jeokimyasal reaksiyona girerek ortamdan uzaklaştırılana dek devam eder. Sonuç olarak, madenciliğin çevre ilişkilerinin minimize edilerek yönetilmesinde: Atıkların cins ve miktarlarının belirlenmesi, atık gölet ve depolarının uzun süreli jeoteknik duyarlılıklarının doğru belirlenmesi, atıklardaki kirleticilerin uzun dönemdeki davranışlarının kestirilmesi, kontrol ve arıtma sistemlerini de öngören projelerin de geliştirilmiş olması şeklinde özetlenebilir.
Tarih: 2019-12-18 09:47:21 Kategori: Genel Kültür
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx